Laik eğitime son darbe: Yeni müfredat ile ‘fıtrat ve şahsiyet’ değerleri öne çıkarılarak bilimden uzaklaşılacak

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), dini konulara ve dini içerikli derslere ağırlık vereceği müfredat için geri sayım başladı. Yeni detayların bakanlık kulislerine yansıdığı hazırlıklara göre müfredat değişikliği, ilk olarak 1., 5. ve 9. sınıflar için yaşama geçirilecek. Başka bir ifadeyle yeni müfredat, ilk olarak ilkokul, ortaokul ve lisenin ilk kademelerinde uygulanacak. Böylece bu kademedeki öğrenciler, yeni kademeye yeni müfredatla başlayacak, böyle devam edecek. Öğrencinin araştırmaya yönlendirileceği ve öğretmenin etkinliğinin azaltılacağı kaydedilen yeni müfredat hazırlığında istisna ise “değerler eğitimi” olacak. Tarikat ve cemaatlerin ısrarcı olduğu, usule aykırı şekilde 19. MEB Şûrası’nda kabul edilen ve okulöncesi eğitime kadar yaygınlaştırılan değerler eğitimi hakkındaki yeni hazırlıkların, tüm kademelerde uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor.

FITRAT EĞİTİMİ

Bakanlığın dini eğitim, araştırma ve öğrenci odaklı yeni müfredat çalışmalarında, eğitime bakış açısını da yeniden ele alacağı kaydediliyor. Son dönemde zayıflatılmasına karşın halen uygulanmaya devam edilen “ilerlemeci” odaklı, yani bilimsel ve modern eğitim yaklaşımından vazgeçilmesi gündeme geldi. Bakanlığın, “ilerlemeci yaklaşımdan uzaklaşılıp, fıtrat, şahsiyet ve vatan sevgisi gibi değerlerin öne çıktığı anlayışı takip edeceği” vurgulanıyor. 

MEB’in müfredat değişikliği gündeme gelmeden önce tarikat ve cemaat bağlantılı dernek ve vakıfların düzenlediği sempozyum ve çalıştay gibi çalışmalarda, “fıtrat ve şahsiyet” vurgusunun öne çıktığı biliniyor. İki terim de dini temelli. Sabit, payidar ve değişiklik kabul etmez olarak nitelendirilen fıtrat, insanın yaratılıştan gelen özelliklerine işaret ediyor. Şahsiyet ise fıtratın üzerine eğitimle kazanılan manevi nitelikler olarak nitelendiriliyor. Eğitimciler, iki kavram üzerinden eğitimin, dini referans ve atıfla şekillendirileceğine işaret ediyor.

‘MİLLİ KÜLTÜRÜ YANSITMA’

MEB’in ders kitaplarının yanı sıra yardımcı kaynaklar konusunda da çalışması bulunuyor. Ücretleri ve kimi zaman zorunlu tutulması nedeniyle eleştirilen yardımcı kaynaklar konusunda inisiyatif alacağı belirtilen bakanlığın, “yardımcı kaynak konusunda baskı yapılmamasını” isteyeceği ve “öğrencilerin dünya klasikleri ile milli kültürü yansıtan kitapları okumalarının özendirileceği” aktarılıyor. Bakanlığın, “vatan-millet çıkarlarına karşı duran her oluşumun tereddütsüz” karşısında duracağı da kaydediliyor. 

Çalışmaların en dikkat çekici kısımlarından birini ise öğretmenlere yönelik atılacak yeni adımlar oluşturuyor. Yeterli öğretmen ataması yapılmadığı için büyüyen öğretmen açığını, asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışan bakanlık, yeni bir model üzerinde çalışıyor. Eğitimde ikilik yarattığı gerekçesiyle eleştirilen Diyanet Akademisi gibi öğretmen yetiştirmek için de “Öğretmen Akademileri”nin kurulması, böylece öğretmen yetiştirmede yeni bir modele geçilmesi planlanıyor. “Öğretmen Akademileri”, 2017’de, Bakan Yusuf Tekin’in müsteşarlığı döneminde de gündeme gelmiş, ancak tepkiler üzerine yaşama geçirilmeden rafa kaldırılmıştı.

Öte yandan söz konusu bilgileri içeren bilgi notunun, Bakan Tekin imzasıyla bakanlık personeliyle paylaşıldığı belirtiliyor. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir